Erzincan, bir zamanlar, civarındaki Ermeni anıtları, onlarca cami ve medresesiyle, Türkiye’nin en güzel kentlerinden biriydi. 1939 ve 1983’teki depremlerle bütün çehresi değişmiş olsa da bugün büyük ölçüde üniversite sayesinde canlılığını kazanabilmiş bir kent.
Fırat Nehri ve kolları boyunca yapılan bu yolculuk etkileyici manzaralar sunar. Fırat Nehri üzerindeki barajların yapımı sırasında 820 arkeolojik bölge sular altında kalmış ve aralarında en ünlüsü Zeugma olan bu kentlerin, sadece 76’sında kurtarma çalışmaları yapılabilmiştir. Erzincan ve Kemah arasında, suyun en yüksek olduğu aylarda, temmuzdan mayısa, nehirde su kayağı ve rafting yapmak mümkün. Bu güzergahın önemli bir özelliği de, trenle yapılabilen en keyifli yolculuklardan biri olması.
NERESİ GEZİLİR?
Erzincan ve Erzurum’un tam ortasında, Fırat’ın başlangıcındaki Tercan’da Anadolu’nun sıradışı yapılarından yıldızlarla süslü kabartmaları olan yalancı sütunların bulunduğu, mukarnaslı, Kufi yazılı kapısı dikkat çekici Mama Hatun Türbesi var. Erzincan’dan Divriği’ye giden yol üzerinde dağcılar için özelliği olan Alpköy’den Munzur Dağları’na tırmanış yapılıyor. Köyün tren istasyonunun hemen karşısında, halkın Cidan Geçidi olarak bildiği, 8 km uzunluğunda bir kanyonun girişi var. Erzincan’a 50 km mesafede, nehire hakim, tarihi kasaba Kemah, Fırat’ın güney kıyısının üstlerinde bulunan karlı Munzur Dağları’na yapılacak trekkinglerin üssü. 76 km mesafede, Fırat Nehri’nin bir kolu olan Çaltı Çayı Vadisi yakınındaki Divriği, bir İslam sanatı şaheseri olarak kabul edilen Divriği Ulu Camii ile özdeşleşmiş sakin bir kasaba.
NE/NEREDE YENİR?
Yaprak döner, Erzincan’ın ününe ün katar. Tereyağlı keşkek üzeri döner, kuzu büryan ve kesme dondurmalı baklavası efsane olan Konak Mazlum Sofrası, kentin en popüler mekanlarından. Dönerde Kebabistan ve Seven Kevser de tanınıyor. Mantısı ve etli sarması leziz Ayla’nın Mutfağı, yöresel mutfağa hakkını veriyor.